Taşı Papatya

Taşı Papatya Olan Su Değirmeni./Em.Öğrt. Atilla Korkmaz

KENDİ OYUNCAĞINI YAPMAK
Hiç hazır oyuncağım olmadı. İyi ki olmamış, iyi ki çocukluğumda bütün oyuncaklarımı kendim yapmışım.
Kendi yaptıkları oyuncaklarla oynayarak büyüyen çocukların çok şanslı olduklarını düşünmüşümdür hep. Kitap okuyarak öğrenmek gibidir kendi oyuncağını yapmak; beyninizi çalıştırarak öğrenirsiniz. Oysa hazır oyuncaklarla oynamak ekranda film izlemeye benzer, beyin yalnızca kaydeder gözün görüp, kulağın işittiğini, yalnızca kaydeder.
Hızla değişen dünyamızın büyük bir bölümünde, hızla değişen yaşama koşulları nedeniyle, hazır oyuncaklara mahkum çocuklarımız. Kreşlerde ve ana okullarında çocukların el becerilerini geliştirmeye yönelik bazı çalışmalar yaptırılsa da, bunların kendi oyuncağını yapmanın sağladığı zihinsel ve bedensel gelişim, değişim ve dönüşümü sağlamaya yetmeyeceği çok açıktır.
Bugün size sadece doğada var olanları kullanarak yaptığımız oyuncaklarımızdan birini anlatacağım; Taşı papatya çiçeği olan su değirmenini.
DEĞİRMEN YERİNİN SEÇİMİ
Değirmen yeri olarak küçük bir akarsuyun kenarı seçilir. Sürekli akan bir çeşmenin su yolu en uygun yerdir. Öte yandan toprağın cinsi ve kalitesi de önemlidir. Değirmende çamur ve su bir arada bulunduğu için, çamurun su ile karşılaştığında hemen eriyip dağılmaması gerekir. Çocukluğumun bu yönden en ideal yeri Kadırga yaylası, Çadırdüzü’nde Pazar yerine yaya olarak çıkılan yol üzerinde kalan oluğun aşağılarıydı. Oluktan akan su toprağı yer yer 20-30 cm. derinlikte yarmış, yüzeydeki 10-15 cm. kalınlığındaki normal toprak tabakasının hemen altında, rengi yer yer bej, gri, pembe, beyaz… olabilen yumuşak, killi bir tabaka başlardı. “Kızıl çamur” derdik bu toprak katmanına. Kolayca şekil alır sudan da etkilenmezdi. O çamurdan türlü çeşitli kamyonlar, otomobiller, onları yürütmek için yollar köprüler yapardık.

DEĞİRMEN İNŞAATI
Değirmen iki bölümden oluşur; ilk bölüm değirmene suyu taşıyan bir kanal (akak); ikinci bölüm de altı boş, ortasında ince bir delik bulunan birkaç santimetre derinliğinde bir su havuzu.

DEĞİRMENİN ÇALIŞTIRILMASI
Su kanalından havuza gönderilen su öyle ayarlanmalıdır ki; havuzda hep 4-5 mm. Yüksekliğinde su olmalı, su yüksekliği artmamalı veya azalmamalıdır. Yani havuza giren su ile ortadaki delikten boşalan eşit tutulmalıdır.
Havuzun ortasındaki delikten boşalan su, saatin dönüş yönünde dönerek (girdap yaparak) akar. (Neden öyle yaptığını da anlatırım.) Bir papatya çiçeğinin sapını çiçek dibinden kopardıktan sonra, bu girdabın üzerine bıraktığınız an dönmeye başlar değirmenin taşı. Dönüşün sürekli olması, su akışının istikrarlı olarak devamına bağlıdır. Bu arada papatya ne kadar büyük olursa görüntü de o kadar güzel ve heybetli olur.
Zamanla suyun aşındırıcı etkisi deliği büyütür ve delik papatyayı yutar. O zaman deliği çamurla kapatıp yeniden ilk büyüklükte bir delik açmak gerekir.
SU AŞAĞIYA DÜŞERKEN NEDEN DÖNER?
İsaac Newton’un fizik bilimine kattığı “Dinamiğin Prensipleri” başlığı altına anılan üç yasadan birincisi “Eylemsizlik (süredurum)” yasasıdır. Bu yasayı kısaca “başlangıçta duran cisim, durmak, hareket etmekte olan da hareketini sürdürmek ister” biçiminde özetleyelim. İşte bu yasaya uygun olarak bir musluktan veya bir delikten aşağıya doğru akmakta olan su, dünyanın kendi etrafında dönüşü nedeniyle, bizim bulunduğumuz kuzey yarım kürede saatin dönüş yönünde, güney yarım kürede ise saatin tersi yönde dönerek (burgu yaparak) akar. “Biz de dünya ile birlikte döndüğümüzden düşen suyu dönüyormuş gibi görürüz”dersem, zihinler çok bulanır, demiyorum.
Bu durumu evlerinizdeki musluk ve bataryalardan akan sularda göremeyebilirsiniz, çünkü bunların uç kısımlarında bulunan delikli süzgeçler serbest akışı engeller. Ancak lavabolarda, mutfak evyelerinde hatta klozetlerde biriken su boşalırken bu dönüş hareketini görebilirsiniz.
Az daha unutuyordum. Sahi, siz iyisi mi idrarınızın akış hareketini gözleyin, en net orada göreceksiniz “eylemsizlik yasası”nı. Gördünüz değil mi dönüş hareketini. İşte bu!
Fazla uzatıp sıkmayayım okuyanları. Bu arada yine öğretmenlik damarım kabardı, “taşı papatya çiçeği olan değirmen” i bahane ederek size fizik bile anlattım, gördünüz mü?
Sağlıcakla.