“DOH!..” / Sinan Kılıç
OĞUZELİ’NDE SESLENİŞLER, ÇAĞIRMALAR VE KÜFÜRLER
Oğuzeli’nde bir ses duyulduğunda eğer yanında birileri varsa “doh!” denilerek herkesin sese dikkati çekilir. Biz de bu nedenle burada bir “doh!..” diyelim ve söze öyle başlayalım.
Uzaktan uzağa anlaşmanın bir yolu yüksek sesle karşı yana seslenmektir. Böyle bir anlaşma yolunda yerel ağız özellikleri ön plana çıkar. Aşağıda Türkelli’de kullanılan seslenme biçimlerine ve daha sonra küfürleşmelere bazı örnekler verilecektir.
SESLENİŞLER VE ÇAĞIRMALAR
Yörede bir zamanlar ıslık diliyle anlaşıldığı ve günümüzde bu anlaşma yolunun unutulduğu saptanmış durumdadır. Herhalde ıslık dilinin yanında sesleniş ve çağrı yoluyla da iletişim kurulmakta idi. Türkelli’de sesleniş ve çağrı biçimlerine Metin Kılıç çok sayıda örnek vermiştir. Buna göre, Ayşe adında birine “Ayşeeöö…” (“e” ile “ö” arasında bir ses uzun), Fatma adında birine is “Fatmaaoo…” (“a” ile “o” arasında bir ses uzun) biçiminde seslenilmektedir. Yani adın sonundaki sesliye göre son uzatma sesi inceltilerek uzatılıyor. Aynı konuda değişik örnekler veren Güler İpek’e göre ise “gııaaooz Ayşeeğ”, “uraağğ Aliiğ” ya da “gııaaooz Fadimeeğ” biçiminde seslenmeler vardır. Bu örneklerde çağrının sonuna “…ğ” sesi eklenerek inceltme ve uzatma yapıldığı anlaşılıyor.
Sonu bir sessizle biten adlarda da kural aynıdır. Bu durumda yine son sesliye uyulur. Örneğin Metin için “Metiieen” (“i” ile “e” arasında bir ses uzun), Sinan için “Sinaaoon“ (“a” ile “o” arasında bir ses uzun) biçiminde seslenilir. Aynı biçimde “gelin” seslenişi ise “Geliieen” biçiminde söylenir (Kaynak: Metin Kılıç).
Bu seslenişlere kadınlar genelde “vuuuuh” biçiminde genizden, erkekler ise kalın bir sesle “eeey” biçiminde karşılık verirler (Kaynak: Metin Kılıç).
Eğer çağrılan kişinin adı söylenmeyecekse erkeklere “urraaoo…”, kadınlara ise “gııaaooz” biçiminde seslenilir (Kaynak: Metin Kılıç). Eğer bu çağrıya ad eklenecekse çağrılan kişinin adı yukarıdaki gibi uzatılmaz: “Urraaoo Ali” ya da “gııaaooz Ayşe” gibi (Kaynak: Metin Kılıç).
Buradan anlaşılıyor ki, uzaktan uzağa konuşmalarda çağrı biçimine cinsiyet yüklemesi de yapılıyor.
Kadın kadına çağırma durumlarında addan sonra “vuuh!” ünlemi kullanılır ve adın son seslisi biraz uzatılır: “Ayşee vuuh!” gibi. Eğer bir erkek kadına sesleniyorsa “gııaaoouuz Ayşe!” biçiminde seslenir.
Bu tür uzaktan uzağa konuşmalarda kurulan cümlelerde tekrarlar vardır. Genelde aynı söz iki kez söylenir. Bazen ise ikinci tekrarda eylem söylenmez ve zarfın sonundaki sesliler biraz uzatılır. Örneğin:
- “Ayşee vuuh! Anna gel, anna gel” ya da “Ayşee vuuh! Anna gel annaa…” (Hey Ayşe, sesimi anlayabileceğin bir yere gel!).
- “Ayşeeğ! Ayşe vuuh! Annğa gel annaağğaa” (örnek 1’den biraz farklı olarak, kaynak: Güler İpek)
- “Ayşe vuuh! Haaburıya gel, haburıya gel!” ya da “Ayşe vuuh! Haaburıya gel, haburıyaa…!” (Hey Ayşe yanıma gel!).
- “… aşşağa gel aşşağaa…!” (… aşağı gel!)
- “… okarı gel okarıı…!” (… yukarı gel!)
- “… beri gel berii…!” (… buraya gel!)
Uzağa seslenişlerde seslenilen kişiler bazen “nav” ya da “navu” biçiminde karşılık verir. Yakın mesafeli karşılıklar ise “navu ara?” biçimindedir (Kaynak: Metin Kılıç). Bu “ne diyorsun?” ya da “ne yapıyorsun?” anlamına gelmektedir. Bazen de üstelemek için “nevune?” denilir (Kaynak: Nural Emiroğlu).
Nural Emiroğlu şu örnekleri bildirmiştir: Mustafa için “ara Mısta!”, Hüseyin için “ara İsin!” ve Ahmet için “ara Amit!”. Ayrıca büyükler kendilerinden küçükleri nazlandırmak için “goçucuğum!” (“koç” sözcüğünden) ya da “adına dulanduğum!” (“dolanmak” kelimesi burada “sevmek” anlamında kullanılıyor olabilir) biçiminde sözler söylerler. Azarlama ve paylama anlamında ise “bakele!” ya da birini durdurmak “dur taa!” biçiminde ünlemli sözler söylenir.
Seslenişler horon oyunlarında dans edenlere, imecelerde ise çalışanlara güç vermek için önem taşır. Hep birden heyecana gelip “hop de he he heeeey hey!” diye bir ağızdan bağırılıp arkasından “iihu hu hu hu huu!..” biçiminde nidalar atılır. Dağlarda yankılanan bu seslenişlere başka yerlerden gruplar ayni nidalarla yanıt verirler (Kaynak: Metin Kılıç).
Seslenişler bazı çocuk oyunlarında da önem taşır. Golçak atarken söylenen tekerleme: “Alafaa alafa on golçaana bir golçak!” diye yüksek sesle bağırılır ve golçak atılmaya başlanır. Bunu duyan başka biri de aynı seslerle yanıt verir ve golçak atar (Kaynak: Metin Kılıç).
Kadınlar bir şeye çok şaşırdıklarında “ii heri!” diye tepki gösterirler. Örneğin “ii heri delürdün besbelli!” demekle karşısındakinin yaptığı bir şeye “daha da neler!” diyerek şaşkınlık ifade ederler.
Örnek: “Gııaaz iiyyee heerii delümüsün nesin!?” (Kaynak: Güler İpek)
Kadınlar “gel heri gel!” derken, erkekler “gel ara gel!” derler.
KÜFÜRLER
Genellikle kadınlar arasında geçen, uzaktan uzağa ağız kavgasında küfürlerin şiddeti artabilir. Cümle sonundaki sesli uzatılarak söylenenler karşı tarafa iletilmeye çalışılır. Bazı küfürler günlük hayatta kadınlar tarafından kullanıldığı gibi erkekler tarafından da kullanılır. Bu küfürlerin çoğu karşıdaki kişiyi alaya alma ve bazen de aşağılama içermektedir.
Küfürlerde en çok benzetmeler yapılmaktadır; eşya, bitki, hayvan benzetmeleri gibi. Vücudun benzetme yapılan bölümleri ağız, burun, kafa, bacak ve kalçadır. Bunlar genellikle hafif küfürlerdir ve bazen şaka yapma amacıyla söylenir. Yine de hayvan benzetmeleri pek azdır. Aşağıda verilen örneklerde hayvanlara kötü anlamlar yüklenmediği görülür.
Ağır küfürler arasında hastalık benzetmeleri vardır. Aşağıda verilen iki örnekte yörede “davun” diye bilinen veba hastalığı benzetilmektedir.
Bela ve ölüm dileme de ağır küfürlerdendir. Aşağıda birkaç örnek verilmiştir. Ölüm dilemede bu bazen, “başın takırasın” sözünde olduğu gibi açıkça ifade edilmez.
Yörede dinsel farklılığa dayalı küfürlerle de karşılaşılır. Bu küfürlerde daha çok “gavur” ve bazen de “Ermeni” ya da “Yezid” sözcükleri kullanılır. “Kara brüklü” sözünde olduğu gibi bazen bu anlam gizlidir.
Benzetme ve kötü dilekte bulunma dışında bazen iğrenç olabilecek küfürler de vardır. Aşağıda “diğer” olarak sınıflanan bu tür küfürlerin bazıları yine benzetme yoluyla irilik anlamı taşıyan sözcükler kullanılır. Burada “ok çekilsin” sözü artık kullanılmayan bir silahı işaret etmesi bakımından ilginçtir.
Son olarak anlamı bilinmeyen sözcüklerle söylenen küfürler ayılmıştır. Bu sözcükler arasında andır, gaybana, cörtne, ebeşür, sıypuk, godismana, dalgıruk ve hoşgül yer almaktadır.
Eşya Benzetmesi
“Caplama bacaklı!” (Kaynak: Metin Kılıç). Caplama: Aralıklarla dikili kazıklar arasına çakılan uzun ağaç dallarıyla yapılan engel. Uzun ve ince bacaklılar için söylenir.
“Çentî götlü!” (Kaynak: Metin Kılıç). Genelde zayıf ve çelimsizlere söylenir. Çentî: Yerel dokumadan yapılan ve omuza asılan çantanın yerel ağızdaki adı.
“Çötüre götlü!” (Kaynak: Metin Kılıç). Genelde zayıf ve çelimsizlere söylenir. Çötüre: Fındık, üzüm gibi meyveleri toplamak için bele takılan çubukların yontulup örülmesi ile yapılan sivri sepet.
“Duzdaşı gafalı!” (Kaynak: Metin Kılıç). Tuz taşı: Eskiden tuz kırmak ve ezmek için kullanılan, yuvarlak ve irice çakıl taşından mutfak gereci.
“Eğşün ağazlı” (Kaynak: Feyme Çolak). Eğşün: Ocaktan kül almaya yarayan demirden düz kürek.
“Gazuk ağazlı!” (Kaynak: Metin Kılıç). Gazuk: Kazık sözcüğünün yörede söyleniş biçimi. Zayıf ve uzun boylular için söylenir.
“Gelberi ayaklı!” (Kaynak: Metin Kılıç). Gelberi: Fırından darı çekmeye yarayan tırmık. Ayakları büyük olanlara söylenir.
“Goca çangal!” (Kaynak: Metin Kılıç). Çangal: Kalın ve uzun ağaç dalı. Uzun boylu kişilere söylenir.
“Goca çarpı!” (Kaynak: Metin Kılıç). Çarpı: Uzun ağaç dalı. Yukarıdaki örnek gibi.
“Got başlı” (Kaynak: Feyme Çolak). Got: Fındık ve mısır gibi ürünleri ölçmeğe yarayan silindir biçimli, 5 -6 kg alabilen ahşap ölçü kabıdır.
“Gufa gafalı!” (Kaynak: Metin Kılıç). “Kova kafalı” anlamında söyleniyor.
“Kesmük gafalı” (Kaynak: Feyme Çolak). Kesmük: Yaklaşık 40 cm uzunluğunda, ucu sivri ve ip bağlamak için kertiği bulunan ahşap golçak sapıdır. Ayrıca ateş tutuşturmaya yarayan ince kıyılmış odun parçaları.
“Harar götlü!” (Kaynak: Metin Kılıç). Harar: Sırtta eşya taşımaya yarayan büyük sepet. Şişman ve kalçası büyük kişilere söylenir.
“Küfe götlü!” (Kaynak: Güler İpek). Küfe: İneğe yal verilen büyük ahşap kap. Şişman ve kalçası büyük kişilere söylenir.
“Lobut gafalı!” (Kaynak: Metin Kılıç). Lobut: Kısa ve kalın sopa. Eskiden süvariler silah olarak kullanır, düşmana fırlatılarak yaralamaya çalışılırdı. Günümüzde sporcular kollarını güçlendirmek için kullanır. Yörede taş dibek ya da benzerlerinin içinde darı gibi tahıl dövmek için kullanılan 1,5 m kadar uzunluğundaki ahşap tokmağa deniyor.
“Orak bacaklı!” (Kaynak: Güler İpek). Bacakları eğri olan kişilere söylenir.
“Orak burunlu!” (Kaynak: Metin Kılıç). Ucu aşağı sarkık burunlu kişilere söylenir.
“Pöğrek ağazlı!” (Kaynak: Metin Kılıç). Pöğrek: Köstebeğin yerde açtığı delik. Ağzını sürekli açık tutanlar için söylenir.
“Sepet kafalı!” (Kaynak: Metin Kılıç). Anlamakta zorluk çektiğine inanılan kişilere “kafası büyük ama aklı yok” anlamında söylenir.
“Tokaç gafalı!” (Kaynak: Metin Kılıç). Tokaç: Asa, baston, sopa ve tokmak gibi gereçlerin yuvarlak baş kısmı. Saçsız ve küçük kafalı kişilere için söylenir.
“Yeyük gaanlı!” (Kaynak: Metin Kılıç). Yayık: Tereyağı yapmak için içinde taze yoğurt çalkalanan silindirik ahşap kap. Büyük karınlı kişiler için söylenir.
Bitki Benzetmesi
“Büzmeldek aazlı!” (Kaynak: Metin Kılıç). Büzmeldek: Kırmızı meyvesi olan dikenli bir çalı. “Ok çekilsin büzmelden ağzına!” biçiminde söylendiği olur.
“Düdek Ağazlı!” (Kaynak: Metin Kılıç). Düdek: Olmamış meyve. Ne anlamda kullanıldığını bilmiyorum.
“Gapcuk ağazlı” (Kaynak: Metin Kılıç). Bazen “davun çıksın havu gapcuk ağına!” ya da daha çok çocuklara “ok çekilsin havu gapcuk ağzına!” denir. Gacuk: Meyve kabuğu.
“Godeş burunlu!” (Kaynak: Metin Kılıç). Godeş: Olgunlaşmış mısırın soyulmamış hali. Burunları büyük ve etli olanlara söylenir.
“Günce gibi!”, “günce gafalı!”, “günce götlü!” (Kaynak: Güler İpek). Günce: Kendirin kurutularak lifleri alınmış ince sapı. Çok zayıf kişiler için söylenir.
“Pırasa kafalı!” (Kaynak: Metin Kılıç). Daha çok çocuklar arasında, boynu uzun olanlar için söylenir.
“Sıpçuk!” (Kaynak: Metin Kılıç). Meyve ya da çiçek sapı anlamına gelen bu sözcük karşıdaki küçültmek için kullanılır.
“Töngel gafalı!” (Kaynak: Metin Kılıç). Töngel: Muşmula meyvesinin yerel ağızdaki adı. “Ok çekilsin töngel gafana!” biçiminde söylendiği olur.
Hayvan Benzetmesi
“Düve götlü!” (Kaynak: Güler İpek). Düve: genç sığır. Şişman ve kalçası büyük kişilere söylenir.
“Hadi ooşşt, ürme!” (Kaynak: Metin Kılıç). Karşıdakinin söyledikleri onu köpek yerine koyarak aşağılama.
“Bızaa ağazlı” (Kaynak: Feyme Çolak). Sığır yavrusu olan buzağı sözcüğünden gelen bu küfür bıyıksız erkekler için söylenir.
Hastalık Benzetmesi
“Davun çıksın havu dırmaç ağzına!” (Kaynak: Metin Kılıç) . Yerel ağızda veba anlamına davun sözcüğünün kullanıldığı bu sözde karşıdakinin sözlerini ya da alaycı gülüşünü aşağılama güdüsü vardır.
“Garadavunun dibi!” (Kaynak: Metin Kılıç). Birisine birkaç kez çağırdıktan sonra nihayet duyarsa böyle denir.
Bela Dileme
“Yakaları yırtılasıcaa…!” (Kaynak: Metin Kılıç). Burada “büyük sorunlarla karşılaş ve yakana yapışsınlar” denmek isteniyor.
“Yakaların yırtılsın da, parça püskül ol iişallaah!” (Kaynak: Metin Kılıç). Yukarıdaki anlam daha da vurgulanarak söyleniyor.
Ölüm Dileme
“Başın takırasın” (Kaynak: Metin Kılıç). Bu söz “başın tabuta vursun” anlamına geliyor olmalıdır. Kapalı bir biçimde “geber git” anlamında kullanılır.
“Finağrının fis gatına gidesice!” (Kaynak: Metin Kılıç). Burada “cehennemin dibine git!” denmek istenmektedir.
“Geber aşaa!” (Kaynak: Metin Kılıç). Yukarıdaki örneğin açık biçimidir.
Dinsel Farklılık
“Boklu Gavur seni!” (Kaynak: Metin Kılıç). Çocuklara söylenir.
“Garabit Gavurun Oğlu!” (Kaynak: Metin Kılıç). Arapça kökenli yabancı ve tuhaf anlamına gelen Garabet sözünün yöre ağzında değişmiş haliyle söylenir. Dolayısıyla bu küfürde başka dinden olanın yabancılığına yapılan bir vurgu söz konusudur.
“Gara bürüklü seni!” (Kaynak: Metin Kılıç). Buradaki bürük, örtü anlamına geldiğine göre “kara örtülü” anlamı ortaya çıkar. Ortodoks Hıristiyanların giydiği kara giysi ve örtülerden esinlenilerek karşıdakine “gavur” demek isteniyor olmalıdır. Zaten “bürüklü” sözcüğünün “sünnetsiz” anlamını taşıdığı ifade edilmiştir (Kaynak: Feyme Çolak). Aynı sözcükle “bürüklünün doğurduğu!”, “bürüklünün uşağı!” ve “bürüklünün gelini!” biçiminde küfürler de söylenmektedir.
“Gavur götüne goduu…!” (Kaynak: Metin Kılıç). Ağır küfürlerdendir.
“Gavurun da Ermeninin uşaa…!” (Kaynak: Metin Kılıç). Çocuklara söylenir.
“Gavurun da keşişin gızı!” ya da “… oğlu!” (Kaynak: Metin Kılıç). Hıristiyan olma ve papaz kızı/oğlu olma ile küfür ediliyor.
“Seni gavurun kızı da, babam götüne goyasıcaa…!” (Kaynak: Metin Kılıç). Ağır küfürlerdendir.
“Yezit!” (Kaynak: Metin Kılıç). Farklı bir din mensubu olmakla aşağılama.
Diğer
“Agzına ötüriim!” (Kaynak: Metin Kılıç). Ötürmek: İshal olmak. Yörede “Agzına Bok Goyiim!”, “İçine bok olasıca!” ya da “Ta Agzına Sıçiim!” türü iğrenç küfürler de söylenmektedir.
“Baynımıyasıca!” (Kaynak: Gülsen Kılıç). Baynımak: Büyümek, gelişmek, sağlıklı duruma gelmek. Deyiş yörede kocaya kaçan kızlar için söylenir. Sözcük Orta ve Doğu Karadeniz’de, Kürtün, Mengen, Mudurnu gibi bazı yörelerde halen kullanılır.
“Boklu kivra!” (Kaynak: Metin Kılıç). Kivra: Kadınlar için “sürtük” anlamında kullanılıyor. Doğu ve Orta Anadolu’da buna yakın bir söz olan “kirve” sünnet olan erkek çocuğu tutan kişiye deniyor. Bu kişi daha sonra aynı çocuğun hamisi oluyor. “Kivra” ise Alevilikte kardeş gibi yakın bir bağı ifade diyor. Öyle ki, kivra olan kişilerin çocuklarının birbirleriyle evlenmesine toplum izin vermiyor. Yörede aynı sözün kullanıldığı “seni kivra seni!” ya da “çok kivrasın!” söyleyişleri akıllı, açıkgöz ve kurnaz gibi olumlu anlamlar içeriyor.
“Boklu götlü seni…!” (Kaynak: Metin Kılıç). Çocuklara söylenir.
“Boklu dübüllü!” (Kaynak: Metin Kılıç). Dübül: Dıbıl olarak da geçebilir. Aslen dıbır anlamına geliyor, bu da göt demektir.
“Deşmek gaanlı!” (Kaynak: Metin Kılıç). Patlayacak gibi büyük karınlı kişiler için söylenir.
“Dombak gözlü!” (Kaynak: Metin Kılıç). Dombak: İri ve şişman. Burada dışarı fırlamış büyük göz demek istenmektedir.
“Goca deşmek!” (Kaynak: Metin Kılıç). Yukarıdaki örnek gibi.
“Muhruz Gafalı!” (Kaynak: Metin Kılıç). Muhruz: Ağaç gövdesindeki yumru biçimli kabartı. Şekilsiz ve yassı kafalı kişiler için söylenir.
“Ok çekilsin …!” (Kaynak: Metin Kılıç). Bugünkü yerel küfürlerde yaşayan eski bir deyim olmalı. “Okla vurulsun!”, “okla deşilsin!” anlamında kullanılıyor olabilir. Örneğin “Ok çekilsin havu gafana!” denir.
“Sinine bok goyiim!” ya da “sinine sıç…m!” (Kaynak: Metin Kılıç). Buradaki “sin” sözcüğü Çince’de kuyu, çukur, ölü gömülen yer anlamına gelen “ts’in” ya da “tes’in” sözcüklerinde gelmektedir. Asya Türkçesinde mezar anlamında kullanılmaktadır.
“Soyuk gafa!” (Kaynak: Metin Kılıç). Kel kafalılara söylenir. Bazen “davun çıksın havu soyuk gafana!” ya da daha çok çocuklara “ok çekilsin havu soyuk gafana!” denir.
“Yılgımın çıksın heri!” (Kaynak: Metin Kılıç). Burada “işkemben dışarı çıksın” demek isteniyor. Yılgım: Hayvan işkembesi.
Anlamı Bilinmeyen Sözcükler
“Andır başı galsın!” (Kaynak: Güler İpek). Bu herhangi bir şey için söylene bir küfürdür.
“Andır delü!” (Kaynak: Güler İpek). “Andır deli” anlamına gelir. Andır sözcüğünün anlamı belli değil. Olumsuzluk içeren bir anlamı olduğu belli oluyor.
“Andır galasıca!” (Kaynak: Güler İpek). “Andır kalasıca” anlamına gelir.
“Andır gaybana!” (Kaynak: Güler İpek). Burada gabyana sözcüğünün anlamı bilinmiyor. Olumsuzluk içeren bir anlamı olduğu belli oluyor.
“Cörtne götlü!” (Kaynak: Metin Kılıç). Hafif bir küfür olarak sıska kişiler için söylenir. Cörtne sözünün anlamı bilinmiyor.
“Ebeşür aazlı” (Kaynak: Feyme Çolak). Ebeşür sözcüğünün anlamı bilinmiyor. Bu söz buruşuk ve zayıf kişiler için söylenir.
“Geçmişi tenekeli!” (Kaynak: Gülsen Kılıç). Genellikle çocuklara söylenen bu sözün ne anlama geldiği bilinmiyor. Çingenelere benzetmekle ilgili olarak “çingene çocuğu” anlamında kullanılıyor olabilir.
“Goca dalgıruk!” (Kaynak: Metin Kılıç). Dalgıruk sözcüğünün anlamı bilinmiyor. Kırık dal anlamına geliyor olabilir. Uzun boylular için söylenir.
“Goca sıypuk!” (Kaynak: Metin Kılıç). Sıypuk sözcüğünün anlamı bilinmiyor. Yörede Sıypıtmak fiili kullanılıyor. “Godismana!” (Kaynak: Metin Kılıç). Genellikle şişman kadınlar için söylenir. Godismana sözcüğünün anlamı bilinmiyor.
“Hoşgül Götlü!” (Kaynak: Metin Kılıç). Hoşgül sözcüğünün anlamı bilnmiyor.
“Keşkül ağazlı” (Kaynak: Feyme Çolak). Keşkül bir tatlı çeşididir, ancak buradaki anlamı bilinmiyor.
“Keşkülü çıkmış!” (Kaynak: Güler İpek). Zayıflamış, eğrilmiş bükülmüş anlamında söylenir.