Öğretmen Okullarının 160. yılı./İrfan Yenigün gönderdi

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI NASIL BİR AYIBA İMZA ATTI?

240 sayfa, en pahalı kağıda, renkli basılmış bir kitap: Öğretmen Okullarının 160. yılı.
Sevinçle, mutlulukla incelemeye başlıyorum.

(NOT: Bu not bize ait. Kuruluş tarihleri işte:

16 Mart 1848-Dârülmuallimîn sonradan Yüksek Öğretmen Okulları.
17 Nisan 1940-Köy Enstitüleri.

Verilecekse bir tarih, bu tarihlerden biri verilebilir. 160. yılıymış.

İlla da Osmanlıdan başlatma çabaları, Yeni Osmanlıcılıktır. Türkiye Cumhuriyeti yeni bir DEVLETtir. 160. yılı demek; Türkiye Cumhuriyeti’ni tanımama ile eştir)

Hazırlayanlar Bakanlık ileri gelenleri (Genel Müdür yardımcısı, Daire başkanı, Şube müdürü, Lise müdürleri, müdür yardımcıları, tarih, resim, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenleri).

Kitapta, Sayın Bakan Doç Dr Hüseyin Çelik’in, Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü Ömer Balıbey’ in de yazıları yer alıyor. Bol resimli kitapta herkes mütebessim. Osmanlıda muallim nasıl meydana geliyordu? Türkiye Cumhuriyetinde öğretmen nasıl yetiştiriliyor? Tarihçe, sorunlar… Nitelikli akademik kalemlerden çıkmış yazılar yer alıyor lüks kitapta. Öğretmenlerin, öğrencilerin şiirleri duygusal.

Her Öğretmen Lisesi tanıtılmağa çalışılmış; renkli resimlerle. Fakat, sayfalar ilerledikçe merakın yerini şaşkınlık alıyor. Neden? 193-195. sayfalar arasında verilen bilgiler inanılır gibi değil. Okullarımızdan mezun olan ünlüler bölümünde kimler yer almış?

Kitabı hazırlayan 11 aydın insanın, Türk yazın dünyasına bin bir yapıt kazandırmış öğretmenlerimizi, yazarlarımızı tanımadıklarına inan(a)mıyorum .

Acaba, bir sansür mü uygulanmıştır burada?

Konya Ereğli Anadolu Öğretmen Lisesi İvriz Köy Enstitüsü demektir. Verilen adları tarıyorum: Buradan yetişen profesör sayısı oldukça çok. Siyasa adamı da çıkmış bu okuldan. Fakat, Mahmut Makal yok. Mustafa Özer yok.

Gönen Anadolu Öğretmen Lisesi şaşkınlığımı daha da arttırıyor: Göller Bölgesi’nin Köy üniversitesi idi burası. Gönen Köy Enstitüsü’nden yetişen ünlüler arasında Fakir Baykurt yer almıyor. Anlaşılan, kitabı hazırlayanlar ne Kaplumbağalar’ı okumuşlar, ne Köygöçüren’i.

Ladik (Akpınar Köy Enstitüsü )ele alınırken ne Osman Bolulu’nun adı var, ne de Mahmut Yağmur’un. Böylesine özensiz, savruk, gelişigüzel bir sıralama yapılamaz. Yalnızca 7 okulun mezunları arasında ün kazanmış kişilerin adları verilmiş.

Kepirtepe’den haberi yok bu nefis ( ! ) kitabı hazırlayan sayın yazarların. O Kepirtepe ki, Mehmet Başaran gibi bir büyük eğitici yazar yetiştirmiştir. Çarığımı Yitirdiğim Tarla, Sis Dağının Başında Borana Bak Borana… Trakya kırlarının sancısını bağıran şiirler, düzyazılar… Sonra Süleyman Üstün. Zahmet edip okuma gereğini duydular mı acep Bakanlık yetkilileri ve eğiticiler?

Çifteler Köy Enstitüsü’nü acaba hiç merak ettiler mi Bakanlık’ta üst düzey görev yapanlar ve kitabın hazırlanmasında emeği olanlar? Örneğin Talip Apaydın adını duydular mı, kitaplarını okudular mı? Yarbükü, Sarı Traktör, Vatan Dediler, Öte Yakadaki Cennet…

Dicle Köy Enstitüsü: Yazın dünyamızı varsıl kılan yapıtlarıyla Adnan Binyazar, Osman Şahin’i burası yetiştirdi. Binyazar Öğretmenimin Masalını Yitiren Dev’i, Ölümün Gölgesi Yok’u yazılmamış olsaydı, yazın dünyamız ne denli yavan kalırdı; hiç düşündünüz mü?

Yaşar Kemal dışında Toroslar’ı Türk yazınında kim dile getirmişti? Osman Şahin…
Kolları Bağlı Doğan, Kırmızı Yel, Acenta Mirza’nın yazarını tanımayan yazınımızı izlemiş sayılabilir mi? Bu kitapları okumayan kişiye eğitmen, öğretmen denilebilir mi?

Pamukpınar Köy Enstitüsü kimi yetiştirdi: Türkçemizi en iyi işleyen, üstün değerde kitapları bize armağan eden Emin Özdemir’i. Ve duygulu şiirleri gönül telimizi titreten Hazım Zeyrek’i, Mehmet Adem Solak’ı.

Cılavuz neredeydi beyler, biliyor musunuz? Talip Apaydın’ın Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nü bitirdikten sonra ilk atandığı bu yerde Dursun Akçam gibi bir Çağdaş Dedem Korkut yetişti. Bir Ümit Kaftancıoğlu (Garip Tatar) yetişti.

Peki Düziçi Köy Enstitüsü’nden ne haber? Türk Hatay’ın, Yayladağ’ın ozanı Ali Yüce’yi merak edip hiç araştırdınız mı?Şeytanistan’ı okumayan nerden bilecek Fransız işgali altındaki Hatay’ı ! Ve Anayurda katıldıktan sonra nelerin değiştiğini? Toroslardaki Aslanköy’den çıkmış bir öğretmen, denetmen de buradan yetişti? Gündoğusu’nu okudunuz mu, haberiniz var mı? Behzat Ay’dan söz ediyorum. Tanıyor musunuz?

“Orda Bir Öğretmen Var Uzakta” adlı anılar kitabıyla Türk eğitim dünyasına bir başyapıt kazandıran bir Akademik var; adını duydunuz mu? Zahmet edip vakit ayırmayın; ben hemen söyleyeyim. Prof Dr Abdullah Demirtaş… Nereden yetişmiş? Beşikdüzü Köy Enstitüsü’nden. Neredeydi bu eğitim yuvası? Anlaşıldı; siz Hurrem Arman’ın tuğla kalınlığındaki Piramidin Tabanı adlı kitaplarını da okumamışsınız.

Zamantı Çayı yakınında bir yanarca idi Pazarören Köy Enstitüsü. Rumeli’den gelen göçmen çocuklarını, Afşar çocuklarını eğiten bir güzel ocak. Yusuf Ziya Bahadınlı buradan yetişti. Türk Dilbilgisi kitaplarının en güzellerini yazdı. Romanları, günlükleri ile ünlendi. Güllüceli Kazım’ı, Açılın Kapılar’ı okuma gereğini duymayanlar, tanımazlıktan gelenler çocuklarımıza, gençlerimize ana dilimizi, yazınımızı nasıl sevdirecekler, nasıl benimsetecekler?

Gölköy Köy Enstitüsü neredeydi beyler? Buradan da Hayati Tahsin Yılmaz öğretmen yetişti. İskandinav ellerinden en içten, en duygulu yazıları O armağan etti bize.

Ortaklar’dan Ernis’e; Arifiye’den Aksu’ya, Beşikdüzü’nden Pulur’a, sayısı 21’i bulan Köy Enstitüleri Atatürk hümanizmasının, Türk rönesansının yanarcaları (meşale) idiler.

Ya Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü! Hasan Ali Yücel’in, İsmail Hakkı Tonguç’un Köy Üniversitesi olarak planladıkları bu güzelim okuldan hiç bilgi yok kitapta. Ancak bir dönem mezun verse de Türk eğitim tarihinde kalıcı izler bırakmıştır bu Yüksek Enstitü. Başaran, Apaydın burada okumuşlardır.

Eğitim Bakanlığımız görmezden gelse de, buralardan yetişen sayısız aydınımızın verdiği ışık yolumuzu aydınlatıyor hala. Ve herkes biliyor ki, güneşler balçıkla kapatılarak karartılamıyor.

Prof. Dr. Emrullah Güney
Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi