KIRCILAR
1850 li yıllardı.
Alaca Yaylası’nın, Kadırga Yaylası’na bakan yönünde bir köy ve bu köyde de Kırcıoğulları olarak bilinen bir aile vardı. Aile genişlediği ve arazi yetersiz kaldığından geçim zorlukları baş göstermişti. Ayrıca o yıllarda Osmanlı Devletince Islahat Fermanı yayınlanmış ve isteyen Hıristiyan (Rum) asıllı vatandaşların Yunanistan’a göçmesi için zemin hazırlanmıştı.
Bu durumu öğrenen ve göçmek için fırsat kollayan Kırcıoğullarından genç Hasan ve Mehmet kardeşler arayış içinde iken Oğuz Kariyesi (Köyü) karşısında bulunan ve bugün Kırcalı Mahallesi olarak bilinen Ambarlı Köyündeki mevkii sahipleri olan Rum sakinlerden satın alarak göçtüler. İlk ev yapıp yerleştikleri yer, bugün Kâmil Kırcı’nın evinin olduğu yerde yaptıkları ev idi. Küçük kardeş Hasan burada yerleşirken, Ağabey Mehmet ise bugün Türkelli Beldesi’ne giden yol üzerindeki sapağın Eynesil yoluna giden yönünde ( bugün Karakulak lâkaplı Kâzım Kırcı’nın evinin olduğu yer) ev yapıp yerleşti ve arazileri iki kardeş aralarında paylaştılar.
Ağabey Mehmet 1900 lü yılların başında vefat etti. Hasan ise 3 kez evlendi (o zamanın şartlarında olağan bir durum) ve ikinci eşi Oğuz Kariyesinin Tiryakioğullarından Fatma idi. Fatma Hanım’ın babası öldüğünde hayatta başka kardeşi olmadığı için Oğuz Kariyesinin İlyaslı(Ellezli) Mahallesinde, Resullü Köyüne bakan Karabuz Mevkiinin üst taraflarındaki eve, yanında oğlu Hüseyin olduğu halde gidip yerleşti. Hüseyin Efendi Marangoz idi ve köye yerleştiklerinde yabancı olduğu için birtakım tehditler nedeniyle sürekli Mavzer denen yarı otomatik tüfeğini yanında taşırdı. Oğuz’dan Hasan Usta olarak bilinen Demirci, Silahçı kişinin oğullarından Ahmet ise en yakın arkadaşı ve meslektaşıydı.. Hasan Usta biraz kabadayı bir tipti ve haksızlıklar söz konusu olduğunda kızıp köpürmesiyle tanınmıştı. Durumu öğrenince “Kırcıuğu (-Kırcıoğlu) benim himayemdedir, oğlumdur. Ona yapılan herhangi bir yanlış hareket bana yapılmış sayılır” diyerek Hüseyin Efendi’yi himayesine almıştı.
Hüseyin Efendi, Tekeoğulları olarak bilinen aileden Emine Hanımla evlendi. Bir müddet çocukları olmadı. İlk çocukları Hayriye, ondört yaşlarında iken vefat etti. Emine Hanım sonraları sıra ile Yaşar(1935), Bahri(1937) ve Saniye(1941) yi doğurdu. 1962 de ince hastalıktan (verem) vefat etti. Çocukları halen hayattadırlar.(2007). Hüseyin Efendi 1945 yılında Kambur Lâkaplı Yakup’un kızlarından, halen hayatta olan Zekiye yi ikinci eşi olarak aldı. Bu eşinden Mehmet(1946), Hasan(1951), Ahmet (1956) ve Osman (1958) isimli 4 oğlu oldu. Marangozlukta tanınan ve çalışkan bir kişi olan Hüseyin Efendi, zamanla birçok arazi edindi. Bugün Çakalpırasalığı olarak bilinen mahalde Karaalioğullarından satın aldığı yerde yazın kullandığı Dağ Evini yaptı. Birinci eşi Emine Hanım’a babasından intikal eden ve Uzunbahçe olarak bilinen yerde ise iki oğlu (Yaşar ve Bahri) 1960 larda ev yaptılar ve yerleştiler. Bu iki kardeş çalışkanlıkları ve dürüstlükleri ile başarılı oldular ve Ankara’ya göçüp orada mal mülk edindiler. Babalarını 1976 da Hacca gönderdiler ve ikisi de bilâhare Hac görevini yerine getirip Hacı oldular. Hüseyin Efendi 1981 Nisan ayında rahatsızlığı nedeniyle tedavi görmekte olduğu Ankara’da vefat etti ve naaşı köye götürülüp evinin yanına defnedildi.(RUHU ŞAD OLSUN)
Bugün KIRCIOĞLU olarak bilinen ailenin Oğuz Köyüne (Türkelli) yerleşmelerinin öyküsü budur.
|