Oğuz Gelenekleri / Yaylalarda Çadır / Sinan Kılıç
Giresun Kültür Müdürlüğü memurlarından Mustafa Kıran, Türk Halk Kültüründen Derlemeler adlı dergide yayınlanan “Giresun’da Yayla ve Yaylacılık” adlı çalışmasında (1992, Ankara, s. 111-128) üç tip yayla konutundan söz ediyor. Bunlar fındık dallarından çatılan çadır tipi tuyluk ve sayfan ile çimden kesilen bloklarla inşa edilen köm tipi yapılardır. Bu yapılardan çadır tipli olanların çatkıları ile bir kulübeye benzeyen kömlerin çatılarının, hartama denilen çam ağacı levhaların yanında keçe ile de örtüldüğü biliniyor. Orta Asya, İran ve Anadolu göçerleri arasında keçe çadır kullanımının yaygın olması, konuyu bölge tarihinin irdelenmesi bakımından dikkat çekici hale getirmektedir.
Tarihsel veriler göçer yaşayan Türkmen grupların 11. yüzyıldan itibaren Doğu Karadeniz yaylalarında yaşadığını göstermiştir. Eynesil’in güneyindeki Oğuz bölgesinin geçmişiyle ilgili kulaktan kulağa gelen sözlü tarih verileri, burada yaşayan halkın, daha arkadaki Kadırga yaylasından indikleri üzerinde durmaktadır. Günümüzde halen izleriyle karşılaşılan yarı göçer yaşam biçimi, Oğuz bölgesiyle Kadırga yaylası arasında varlığını sürdürmektedir.
Bu durumda geçmişte kendilerine özgü çadırlarla bölgede yaşam süren bir göçer kültürüne dikkat çekmek gerekmektedir. Aşağıda bu nedenle, değerli etnolog P. A. Andrews’in “Nomad Tent Types in the Middle East=Orta Doğu’da Göçer Çadırı Tipleri” adlı kitabından (Wiesbaden 1997) 184-186 sayfaları arasında yer alan bölümün Türkçe çevirisini sunuyorum. Sinan Kılıç (22.10.2007)
Peter Aford Andrews, Nomad Tent Types in the Middle East (Wiesbaden 1997). s. 184.
Kubbeli ve Kafessiz Kaburgalı Çadır (Türkiye Pontos Bölgesi, Türkmen):
Yayılım:
Bu tür çadırlar zamanında Ordu ve Giresun’un arkasında kalan Kürtün, Kadırga, Gavur Dağı ve Sultan Murat yaylalarında, Tirebolu ile Harşit arasındaki kıyıya yakın vadilerden gelen köylüler tarafından kullanılmaktaydı. Kürtün – Kazıkbeli arasındaki 1000 – 2500 m yükseklikleri arasında yer alan Kazıkbeli Obası’nda da görülmekteydi. Günümüzde büyük ölçüde azalan bu tip çadırlar sadece Torul’un yakınında Kadırga yaylasında bazı yerlerde karşımıza çıkmaktadır. Konuyla ilgili veriler bu tür çadırları kullanan Çepni Türkmenlerinden toplanmaktadır. Dağların Gümüşhane tarafında yerleşmiş olan Türkler arasında bu tür çadırlar kullanılmamaktadır. Yılmaz (1974) bu tip çadırların Gürcistan sınırına kadar uzanan bölgede kullanıldığını söylemektedir. Arhavi’nin doğusunda ve Hopa ile Kemalpaşa arasındaki Limanköy’de yaşayan çobanlar, ne bu tür çadırları ve ne de tünel tipli çadırları bilmemektedir.
Adlandırma:
Torul bölgesinde Turluk (turluk = duvar keçesi) sözcüğü, sadece keçe çadırın kaplaması için kullanılıyor. Tuyluk sözcüğü ise Nefçikösele, Görele, Giresun ve Kızılbeli Obası’ndan derlenmiştir.
Tarihçe:
Çadırı kullananlar bu çadırın Azerbaycan’dan geldiğini söylemektedirler. En azından çadır tipi oradan gelmiş olabilir. Keçelerin alışılmadık derecede koyu renkli olması Şahseven Türkmenleri ile ilişkiyi çağrıştırıyor. Çünkü onlar bu tip çadırları koyu renkli keçelerle kuruyor ve Anadolu ile Azerbaycan arasında kullanıyorlardı.
Özellikler:
Bu tip çadırlarla ilgili çok az veri olduğundan ancak belli belirsiz tanımlanabilmektedir. Çadırın kubbeli, keçe ile kaplı, yuvarlaksı planlı olduğu kesinlik taşımaktadır. Gerçek bir kaburgalı çadır olup olmadığı kesin olmasa da, merkezi payandalı, kavisli destekleri ve tavandaki âlem bağlantıları dik açılı olan bir çadır türü olmalıdır. Bilgi verenler yuvarlak planlı olduğunu, tünel biçimli olmadığını ve “sanki cami kubbesi gibi” olduğunu belirtmişleridir. Özellikle koyu renkli keçe kullanılmaktadır. s. 185
İlişkiler:
Yöre halkına göre bu tip çadır Azerbaycan keçe çadırlarıyla ilişkilidir. Bu bilgi üzerine Karabağ ve Kazak bölgelerindeki çadır çeşitleri incelenmiştir. Bu çadırlardaki keçenin özellikle koyu renge boyanmadığı, koyu rengin hava şartlarından ve isten kaynaklandığı saptanmıştır. Girişteki dekoratif dikişler Azeri ilişkisini doğrulamaktaysa da, dal çatkı çok daha geniş bir coğrafyada yaygın olarak kullanılmaktadır. Arhavi’de Hemşinli çobanların küçük bir sırtlı çadır kullandığı saptanmıştır. Ancak bu çadıra ait bir fotoğrafta dik açıyla kesişen sırtları olan tünel tipli bir çadır açıkça göze çarpmaktadır. Bu olasılıkla Torul’da sözü edilen çadırla aynı tiptedir.
Kurulum:
Uzun fındık dalları alınır ve yere saplanacak uçları sivriltilir. Dallar yere dikilir ve eğilerek üstten birbirine bağlanır. Böylece Azeri çadırlarında olduğu gibi, çatkıda kirişe gerek kalmamaktadır. Tavan kısmı düz kalmaktadır. Yerden yaklaşık 1,5 m yükseklikte olan alçak kapı, “bir fırın ağzı gibi” çadır duvarının ortasında, yaklaşık 1,5 m yükseklikte yer almaktadır. Çadırın için 3-4 kişinin uyumasına yetecek genişlikte ve ortası bir adam boyu yüksekliktedir.
Keçe:
Keçe kaplama yer kilimi boyutunda parçalardan oluşmaktadır. Beyaz ya da kahverengi yün siyaha boyanmaktadır. Renk farklılıkları alışkanlıklara göre değişmektedir. Kapıdan başka duman çıkacak bir baca yoktur. Kapı kenarları dikişlerle süslenmiştir. Yılmaz’a göre (1974) beyaz yünler evde koyu renge boyanmaktadır.
İpler:
Üç farklı kalınlıkta dolama denilen kıvrımlı bir ip türü ve kendir ipi kullanılmaktadır.
Plan:
Yaz aylarında kullanılan çadırda, ocak yeri genelikle dışarıda yer almaktadır. Ancak soğuk havalarda içerde de ateş yakılmaktadır. Duman kapının yanında dışarı çıkmaktadır. s. 186
Kamp:
Hayvan yetiştiren yaylacı gruplar, Nisan başında, Ordu ve Giresun çevreleriyle Gürcistan sınırı arasında, sahilden 10-15 km içerilere kadar uzanan alanda hareketlenir. Nisan ortasından Mayıs başlarına kadar aile bireyleri sürülerini sahilden 70-80 km içerideki yaylalara 3-4 gün süren bir yolculuktan sonra ulaştırmaktadır. Çadırlar birbirine paralel diziler halinde dağ yamaçlarına kurulur. Yerleşmeler kurulurken buzağı (dölçek), süt sağma yerleri (bere) ve sürülerin tuz yaladığı taş dizileri (tuzlak) için yerler hazırlanır. Eylülün son iki haftasında önce sığır sürüleri, ardından koyun ve keçi sürüleri köylere indirilerek ağıllarına (kom) kapatılır. Ağıllar için kullanılan bu adı, Şahseven Türkmenleri ağılların tavanını örttükleri kamıştan çatılar için kullanılmaktadır. Sahildeki hayvan yetiştirme alanı 500-1000 m arasındaki alanda uzanmaktadır.
Benzer Tipler:
Sırtlı bir çadır türü olduğu düşünülen sayfan, Yörük tipi çadır olarak tanımlanmaktadır.
Kaynaklar:
Hasan Yılmaz’ın yazdıklarıyla bir Çepni olan Torullu Zafer Albayrak’dan 1988 ve 1990’da derlenen bilgiler başlıca kaynakları oluşturmaktadır. Hemşin’deki çadır 1983’de R. Benninghaus tarafından fotoğraflanmıştır. A. Erden 1982’de bu tip çadırı kafesli çadırlarla karşılaştırmıştır. Diğer bilgiler 1989’da Torul yaylalarında yöre halkından derlenmiştir. Çok daha ayrıntılı araştırmaya gerek vardır.
Kaynakça:
Yılmaz, Hasan 1974, Doğu Karadeniz Göçerleri Üzerine Yayınlanmamış Derlemeler.