Oğuzeli’nde Islık Dili

OĞUZELİ’NDE ISLIK DİLİ / Sinan Kılıç

Doğu Karadeniz’de, Giresun ve Trabzon’un dağlık iç kesimlerinde yaşayanların yabancı olmadığı ıslık yoluyla anlaşma biçimi dil bilimcilerin ve akustik mühendislerinin araştırmalarına konu olmaktadır. Bu dil Türkiye’de ilk kez dil bilimci Doğan Aksa tarafından ayrıntısıyla incelenmiştir[1].

Islık dilinin dünyanın birçok yerinde farklı halklar tarafından kullanıldığı saptanmıştır; Nepal’de, Meksika’da, İspanya ile Fransa arasındaki Pirene dağlarında, Kanarya adalarında, Yunanistan’ın Euboia bölgesinde, Yeni Gine’de, Vietnam’da, Çin’in Yunan bölgesinde ve Senegal’de kendi ana dillerine göre ıslık dili konuşan insanlar saptanmıştır[2].

Doğu Karadeniz dağ köylerinden biri olan Giresun’un Çanakçı ilçesine bağlı Kuşköy’de 2002 yılından beri her yıl Haziran ayının son hafta sonu bir festival düzenlenmekte ve ıslık dili konuşanlar arasında yarışmalar yapılmaktadır. Kuşköy deniz kıyısından kuş uçumu 18 km içerde, Sis dağının hemen batısında, Görele deresinin vadisi içinde yer almaktadır. Kuşköy’de konuşulan ıslık dili, Doğan Aksa’dan sonra 1970 yılında Fransa’da yapılan bir yayınla da bilim dünyasına tanıtılmıştır[3].

Doğu Karadeniz bölgesinde Doğan Aksa’nın 1966 yılında araştırmaları sayesinde, Giresun’un Güce ilçesi ile Trabzon’un Şalpazarı ilçesi arasındaki dağlık kesimde yer alan çok sayıda köyde ıslık dili konuşulduğunu ortaya koyulmuştur. Sayılan bu köyler arasında “Uğuz” köyü de yer almaktadır. Yayınlanan yazıda ıslık dili konuşulan köylerin çoğunda bu dilin artık unutulmaya yüz tuttuğu belirtilmektedir.

Fransız biyoakustik mühendislerinden Julien Meyer ıslık dilini tüm detaylarıyla ortaya koyan araştırmalara imza atmıştır. Lyon Üniversitesi’nde 2005 yılında ıslık dili konusunda doktorasını tamamlayan J. Meyer, dünyada 60 farklı ıslık dili konuşulduğundan söz etmektedir. Doğu Karadeniz bölgesinde konuşulan ıslık dili konusunda da incelemelerde bulunan uzman, Türkiye’de ayrıca Doğu Anadolu bölgesinde de bu dilin kullanıldığını belirtiyor[4].

Doğu Karadeniz bölgesinde yapılan incelemeler sırasında yüzlerce sözcük üzerinde yapılan istatistik çalışmalarına göre ıslık dilinde bütün anlaşmayı (i, ö, ü) seslileri ile (f, ç, k) sessizleri sağlamaktadır. Türkçedeki bütün sesler bu 6 ses içinde gruplanarak ıslık yoluyla sözcüklere dönüştürülüyor:

Grup 1) “i” ve “ü” (“i”)

Grup 2) “e” ve “ö” (“ö”)

Grup 3) “ı”, “u”, “a” ve “o” (“o”)

Grup 4) “p”, “b”, “f”, “v”, “h” ve “m” (“f”)

Grup 5) “t”, “d”, “ç”, “c”, “s”, “z”, “r”, “l”, “ş”, “j”, “n” ve “y” (“ç”)

Grup 6) “k” ve “g” (“k”)

Bu yolla sesler kendi biçimlerinde değil, başka bir ses olarak çıktığı için bir bakıma şifrelenmiş oluyor. Şifrelerde her işaretin yerine bir başkasının konması gibi, ıslık dilinde de her sesin yerine bir ıslık sesi geçiyor. Yapılan bu çalışmada her sesin ıslık dilindeki sesi bilindiğinden herhangi bir tümcenin, ıslık dilindeki biçimi de kâğıt üzerine yazılabiliyor:

Tümce: Jandarma geliyor, tabancanı sakla

Islık Dili: çoççofo köçiçoç çofoççoço çokço…

Türkçedeki temel seslerin 6 ıslık sesi ile şifrelenmesi ilk bakışta sözcüklerin ıslıkla aynı biçimde söylenebileceği izlenimi verebilir. Ancak ıslık dilinde kullanılan sözcükler yerel ağızların etkisiyle sınırlı sayıdadır. Ayrıca ıslık dilinde söylenen tümceyi duyan kimse sözün akışına bakarak hangi sözcükten sonra ne söyleneceğini kestirebilmektedir.

Islık genelde kısa ve kesik haberleşme aracıdır. Örneğin, ormanlık bir arazide birbirini kaybeden kişi yüksek sesle “neredesin” anlamında ıslık çalar. Diğeri buna yine ıslıkla “buradayım” diye yanıt verir.

Kuşköy’ün hemen yakınındaki Karabörg beldesi Oğuzeli’ne kuş uçumu 20 km güneybatıdadır. Onların yaylası da Sisdağı’dır. “Karabörk” Oğuz Türkçesinde “kara başlık” demektir. Onların da ayni tarihsel süreç içinde, dağlık kesimde göçer bir toplum iken yerleşik yaşama geçtiği ve günümüzde Oğuzeli halkı gibi yarı göçer bir yaşam biçimi benimsediği anlaşılmaktadır. Doğan Aksa’nın ıslık dilini saptadığı köylerin hepsi aynı coğrafi özelliklere sahiptir ve aynı tarihsel süreçten geçmiş olmalıdırlar.

Oğuzeli köylerinden biri olan Türkelli’den, orta yaş kuşağı kişilerden gelen bazı bilgiler özellikle yaylada çobanlar arasında ıslık dili konuşanların olduğunu göstermektedir. Bu yörede ıslık “ışıklık” diye adlandırılıyor. Örneğin yörede bir çağırma ünlemi olan “ara” sözcüğü belli bir uzaklıktan birini çağırmak için “urraaoouu” biçimine dönüşmekte ve bu ıslıkla da ifade edilebilmektedir (Kaynak: Metin Kılıç). Türkelli’nin üst kısımlarında, Topallı mahallesinde, koyunculuk yapan ailelerin olması bakımından burada ıslık dili bilenlerin de olma olasılığı vardır (Kaynak: Metin Kılıç). Eskiden komşu köylere haber göndermek için ıslık çalındığı, örneğin cenaze çağırmaların “fiiuuuu” biçiminde ıslıkla başladığı ve ardından bağırarak ölenin kimliğinin açıklandığı söylenmektedir (Kaynak: Metin Kılıç). Türkelli’den ıslık dili konusunda bilgi sahibi kişilerin halen bulunduğu ve onların bu dili yayla yaşamından bildikleri belirtilmektedir (Kaynak: Güler İpek). Ayrıca Türkelli’de eskiden ıslıkla anlaşanların, birbirlerine “gel”, “git” ve “çabuk ol” gibi basit tümceler söylemekte idiler (Kaynak: Şakir Sağlam).

Yerleşim biçimi bakından birbirlerinden uzak olan evler ya da aradaki derin bir vadinin iki yanındaki köyler arasındaki iletişimin eski zamanlarda ıslıkla sağlandığı anlaşılıyor. Ayrıca ağaçlık bir bölge olan Doğu Karadeniz’de birbirlerini göremeyen kişiler bu yolla iletişim kuruyor, böylece ormandaki ya da bahçelerdeki işler yürütülüyor olmalıdır. Günümüzde ise iletişim araçlarının yaygınlaşması ıslık diline olan gereksinimi ortadan kaldırmıştır. Bu denenle ıslık dili büyük bir hızla ortadan kaybolmuştur.

D. Aksa’nın Doğu Karadeniz’de ıslık dilini saptadığı bölge bir Çepni yerleşim bölgesi olarak bilinmektedir[5]. Yavuz Selim zamanında, 1515/16 yılında (Hicri 921) hazırlanmış olan tahrir defterlerinde Giresun, Torul ve Görele arasındaki bölge “Vilayet-i Çepni” diye geçmektedir. Kaşgarlı Mahmut (1008-1105) Çepnilerin Oğuz Han’ın soyundan geldiğini ve onun oğullarından Gök Han’ın dört oğlundan birinin Çepni adını taşıdığını bildirilmektedir. Kaşgarlı Mahmut’un verdiği bilgilere göre Oğuzların Üçok koluna bağlı olduğu anlaşılan Çepniler, önce Türkistan’dan İran’a ve buradan da Anadolu’ya göç etmişlerdir. Bu yayılışı F. Sümer 13. yüzyıla yerleştirmesine karşın[6]., M. Enver Şerifgil’e göre daha 9. yüzyılda Anadolu’ya göç eden Hurremîler ve Babekîler de Çepni olabilir. Bunlardan Hurremîlerin Aras nehri vadisi boyunca Bizans topraklarına girmiş ve buradan Batı Anadolu kıyıları ile Balkanlardaki Rodop dağlarına yerleşmiş olmalıdırlar[7]

Bu tarihsel bilgiler, Giresun ve Trabzon arasındaki ıslık dili konuşanların Çepni soyundan geldikleri, Çepnilerin daha 9. yüzyılda bölgede görülmüş olabilecek hayvancı göçer topluluklar oldukları ve bu nedenle bölgede konuşulan ıslık dilinin yüzyıllar öncesine dayanması gerektiği konularında kuşkuya yer bırakmamaktadır.
………………………………………………………….

[1] D. Aksa, “Anadolu’da Islık Dili (langue sifflée) Araştırması Ön Raporu” Türkoloji Dergisi III/1, Ankara üniversitesi DTCF, 1968, s. 49-64; Özcan Başkan’ın “Lengüistik Metodu” adlı kitabının (İstanbul 1967 ve 2003) ara bölümlerinde kendi araştırmalarının yanında Doğan Aksa’nın da ıslık diliyle ilgili araştırmalarına yer verilmektedir.

[2] J. Meyer, “Bioacoustics of human whistled languages: an alternative approach to the cognitive processes of language” Anais da Academia Brasileira de Crências 76/2, 2004, s. 405-412; J. Meyer, “Acoustic features and perceptive cues of songs and diologues in whistled speech: Convergences with sung speech” International Symposium Moscow-Aizu (ISMA), 29-30 Ekim 2007, Aizu, Japonya.

[3] R. G. Busnel, “Recherches expérimentales sur la langue sifflée de Kuskoy” Rev. Phonétique Appliquée 14/15, 1970, s. 41-57.

[4] Bu konu Türk basınına yansımıştır. Burada 20.04.2005 günlü Hürriyet gazetesindeki haberden yararlanılmıştır.

[5] İ. Tellioğlu, Osmanlı Hâkimiyetine Kadar Doğu Karadeniz’de Türkler (Trabzon 2004); “Çepniler (İstanbul 1980).

[6] F. Sümer, Oğuzlar: Türkmenler Tarihleri – Boy Teşkilatı – Destanları (İstanbul 1992).

[7] M. Enver Şerifgil, “Toponimik bir araştırma; göçler ve yer adları (Türkler, Pomaklar ve Bulgarlar” Türk Dili Araştırmaları Dergisi 7, 1980, 81-126.