Çeşmeler ve Değirmenler

Çeşmelerimiz artık kullanılamaz durumdadır. / Gülsen Baktır (Garazenûn)

Çeşmeler.

Su kaynakları kurumuş ya da evlere alınan suların depoları yapılınca kurumuşlardır. Bu incelikli mimari birkaç tane kaldı.

Gecepınar Çeşmesi

Köyümüzde çeşmeler, kürünler ve pınarlar olmak üzere çok sayıda su kaynakları bulunuyor.

Bunların kimileri yok edildi, kimileri yerlerinden söküldü ve kimileri ise yarı beline kadar toprakla kapandı. Suyu zamanla azalanlar temizlenmediği için artık kurudu. Mahalle aralarında olanlar ise yakınlara yapılan evlerin atık suları yüzünden artık kullanılamaz hale geldi.

Ama bu yapılar isimleri yaşamaktadır. Şimdi bu yazıyı okuyanlar mutlaka o isimleri hatırlayacak, hatta oradan su içmiş ise tadını damağında hissedecektir. Belki de yayık suyunun, çünkü yayık suyunun iyi tereyağı tutsun diye soğuk olması lazım, oradan alındığını anımsayacaktır. Kimbilir…

eski Ellezli Çeşmesi
Yeni Ellezli Çeşmesi
Acak çeşmesi/tescil edilmiştir.
Acak Çeşmesi alınlığı

*Acân Çeşmesi: Acak ailesinin evlerinin yakınındadır. Üzerinde bir yazıt bulunmaktadır. Suyu halen kullanılmaktadır. Sofuoglu Hacı Muhammed’in Kerimesi Sahib-ül Hayrat Zeynep Hanım tarafından yaptırılmıştır.

  • Araplı Çeşmesi: Araplı mahallesindedir.
  • Cennet Suyu: Hamit Tohumluk’un bahçesinde su gözü biçimindedir.
  • Cöngüllü Suyu: Meyti’nin yerindedir.
  • Çağlan Suyu: Efendûn Alaaddin tarafindan onartıldığı için günümüzde onun adıyla anılmaktadır. Sular yukarı kesimdeki Hamit Tohumluk’un yerlerinden gelmektedir.
  • Demirci (Demürçü) çeşmesi: Gebelli mahallesinde. Çağlayandaki (in gaşı) su deposunun kaynağını oluşturur.
  • Dimistarın Suyu: Olasılıkla Dimistar ailesi tarafından yaptırılmıştır.
  • Ellezli Çeşmesi: Türkelli’nin üst kesiminde, Ellezli adı verilen alanın kenarındadır.

Garabuz Çeşmesi: Hala suyu olan çeşmelerimizden. Rasullü yolu üzerindedir. Bugün halen tatlı ve soğuk suyu kullanılmaktadır.

*Gayun Suyu Çeşmesi: (Gayûn Suyu) Türkelli köyünün güneybatısında, Haalağzı (Ağıl Ağzı) denilen yerdedir. Olasılıkla Kayıoğlu ailesi tarafından yaptırılmıştır.

–Emingızının Kürünü: Kendi yerlerinde

–Fidirköyü Pinari: Hamit Tohumluk’un „Fidir köyü“ adlı bahcesindedir.

–Fosulu Suları: Fosulugun evinin basındaki küründür, alt mahalledeki ise Fosulu cesmesidir..

–Gadirağan Kürünü: Kadir Ağa’nın evinin önündedir. Kadir Ağa tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır.

–Gedikali: Güvende suyunun batısında, Garazeû ailesine ait Ali Bahçesi ile Ahmet Ali Gündüz ’ün bahçesinin altında, üstü açık taş yalak biçimindedir.

–Gemici Kürünü; Helimgilin ordan ,Tahsin ipek sapağından Ethem Hoca’nın evine giderken ırmak içindedir. Ne yazık ki yol inşaatı sırasında kapatılmıştır.

  • Palgu Çeşmesi: Palaklı Çeşmesi: Gebelli mahallesinde, Onbaşû (Onbaşıoğlu) evinin yanındadır.
  • Gecepınar Çeşmesi : (Göcepınar) Adı “gökçe pınar” anlamına gelmektedir. Aliefendi’nin bahçesindedir. (şimdi yok)
  • Salih Suyu çeşmesi: Sali Suyu (Taşbaşı): Emürûgil‘in bahçesinin altındadır.

–Güvende Kürünü: Briket ve betondan yapılan kürün içindeki su uzun yıllar kullanılmıştır. Türkelli’ye yerleşen ilk Türkmen grupların bu pınar çevresinde yerleştiği söylenmektedir. Günümüzde toprak altına yok edilmiş durumdadır.

–İsinavuz Kürünleri: Birisi Bas mahalledeki kapısında digeri ise Güvende’den gelip İsinhafızın kapısında kürün olup simdi yıkılan Sadırvan’a su vermistir.

  • İmancının Çeşmesi: Ellezli Mahallesindedir. Yol seviyesinin altında kalmıştır.
  • Sofûn Çeşmesi: Olasılıkla Sofuoğlu ailesi tarafından yaptırılmıştır. Ayvatli mahallesindedir. Günümüzde kurumuştur.

Belki bu çeşme ve kürünleri köyün, varsa bir planının üzerinde işaretlemek mümkün olabilir ve su andaki durumları kayıt altına alınabilir.

Köyümüzdeki çeşmelere, kaynaklara özen göstermemiz yerinde olur sanıyorum, çünkü aç kalabiliriz ama susuz kalmamiz mümkün değil. Günümüzde savaşlar ya petrol ya da su yüzünden çıktığını unutmamak gerekir.

Sularımızın kıymetini bilelim…

Sularınız bol olsun !!!

……………………………….

Değirmenler, 14 Mart 2008

Bu gün Ören ve Türkelli köyleri arasındaki ırmak içinde yer alan değirmenlerin tamamı terkedilmiş durumdadır. Bu yapılar araba yollarının ve elektriğin olmadığı zamanlarda, insanlara ekmeklik un sağlayabilmek için neşe içinde durmadan çalışıyorlardı.

Küçükken babaannemle (Aliefendinin Fadime) Mağara Değirmeni’ne gitmiştik. Karataşlardan yapılmış, su ile dönen kocaman bir değirmen taşının, içerde döndürdüğü başka bir mekanizmanın ürkütücü görüntüsünü hatırlıyorum. Mısır taneleri un haline geliyordu, her yeri ince bir un tabakası kaplamıştı. Hayal meyal suyun sesi yüzünden bağırarak konuşulduğunu, değirmende çalışan adamın işine devam ederek bize bir şeyler söylediğini ve mısır torbasını bırakarak çıktığımızı anımsıyorum.

Tarladan toplanan mısır ya güneşte ya da fırında kurutulurdu. Dolayısıyla mısır unu “fırın darısı” ya da “gün darısı” diye ikiye ayrılır, bu iki farklı un farklı yemeklerde kullanılırdı. Fırın darısından öğütülmüş olan un altın sarısı renkte, daha yoğun, daha güzel kokulu olurdu. Bu nedenle daha kıymetliydi.

Gerçi hala köyümüzde mısır unu bulunuyor. Ekmek yapımında ve başka diğer şekillerde kullanılmaktadır.

Eskilerinin söylediklerine göre, kıtlık zamanında mısırlar koçanıyla öğütülmüs ve ekmekler bu undan yapılmıstır.

Değirmenlerin diğer bir işlevi de kendir sapının dövülüp liflerine ayrılması imiş. Eskiden hemen hemen her evde bir kendir dokuma tezgâhı bulunurmuş. Olgunlaşan kendirler toplanıp kendir imecileri tarafından soyulur , değirmene götürülür, suyun gücünden yararlanarak yapılan baska bir teşkilata bağlanan bir tokmakla (dibek) kendir sapları dövülürmüş. Daha sonra kendirler kurutulur, böylece elde edilen lifler eğeceklerde bükülerek ip haline getirilir ve bu iplerden keten kuması , urgan yapılırmış. Herkes keten kumaşından yapılmıs gömlekler giyerlermis.

Ayrıca hasta olan kişiler değirmen deliğinden geçirilir, şifa bulacağına inanılırmış.

Bugün yöremizde yer alan değirmen adları:

  • Topalûn Değirmeni: Topaloğlu ailesine ait olduğu için bu adın verilmiş olması gerekir. Kendir dövme teskilatı vardır.
  • Yılûn Değirmeni: Bu adın Yıloğlu olması gerekir. Ören köyü tarafındadır ve kendir dövme teşkilatı vardır.
  • Hacıhafızın Değirmeni: Mağara değirmenin üst tarafındaydı
  • Mağara Değirmeni: Eskiden Terzinin Hasan Değirmeni diye de anılıyordu.
  • Tayibûn Değirmeni: Bu adın Tayyiboğlu olması gerekir. Ören köyü tarafındadır ve kendir dövme teşkilatı vardır.
  • Mehmet Çavuş Değirmeni: Ören köyü tarafında yer almaktadır. Burada da kendir dövme teşkilatı vardır.

Yine bizim hatırlamadığımız sizin bildiğiniz başka değirmen isimlerini yazabilirsiniz. Ayrıca elinizde varsa bizlerle fotoğrafları paylaşabilirsiniz.

En çok makbule geçecek olan şey ise gerçek bir kendiri döven tokmağı bulmaktır. İleride hep birlikte yapmayı planladığımız müzemize böyle bir tokmak koymak çok hoş olacaktır.

Sanıyorum halen eski evlerin çardaklarında kendir dokuma tezgâhları gibi eski aletler bulunuyordur. Belki bu tezgâhlarda onarılıp yine müzemizde sergilenebilir.

Böyle bir çalışmanın ucundan herkesin tutması gerekir. Nasıl bir zamanlar köyümüzde imece usulü varsa ve halen bu sürüyorsa, aynı şekilde bu bilgi alışverişinde de imece yapabiliriz.

Unlarınız bol, ekmekleriniz sıcak olsun !