Merhaba sevgili dostlar./İrfan Yenigün
Şu “ turkelli.com “ un ne kadar iyi, ne kadar güzel işlere yaradığını anlatamam.
Aslında “anlatamam” lafın gelişi. Bu yazıyı da bazılarını anlatabilmek adına yazıyorum. Bu platformda, bazen kırıcıda olsa bir iletişim sağlıyoruz. En azından, köyümüzle ilgili haberleri ilk ağızdan öğreniyoruz. Tanımadıklarımızla tanışıyoruz. Eğer bu platformun bir üyesi isek, Türkeli’nin bir parçası olduğumuz için, henüz bu kültürü ve özümüzü unutmadığımız içindir. Ama ne yazık ki, üyeler belli bir yaş grubunun üzerinde ve aktif katılım çok az.
Biliyorsunuz, turkelli.com un bir TÜRKELLİ KİTABI çalışması var. Bu bağlamda yine sitede Aile sayfası var. Bu sayfa için Soy ağacı çalışması yaparken dikkatimi bir şey çekti. Benden 5 kuşak önceye gittim. Benden sonrada 2 kuşak var. Hatta 3. kuşak geliyor. Toplam sekiz kuşak yaşayanları listeledim. Ben dahil benden öncekilerin doğum yerleri; sırasıyla, ŞARLI, VAKFIKEBİR, BEŞİKDÜZÜ. Benden sonraki kuşaklarda iş karışıyor. Almanya’dan başlıyor, Türkiye’nin her yerine dağılıyor. Demek ki bizim kuşaktan sonra ciddi bir göç vermişiz. Ve bu yeni kuşaklar maalesef kültürüne, özüne yabancılaşıyor. Atalarının doğduğu topraklara yabancılaşıyor ve uzaklaşıyor. Aslında bu fiilen yaşadığımız bir durum ama kağıt üzerinde bu kadar çarpıcı ilk defa karşıma çıkıyor. Bunu düşünmeme neden olan şey başka bir şeydi.
Biliyorsunuz benim 3 kızım var. İzmir Kemalpaşa’da EGE KADIRGA TESİSLERİ diye bir yer açıldı. (Çok şahane hoş bir yer yaptılar). Pazar günü açılışı vardı. Ailecek oraya gittik. Tabi ki ana enstrüman Kemençe. Çaldık, söyledik, oynadık. Bir ara 12 yaşında olan küçük kızım bana döndü; Baba, Babam Trabzonlu, ben İstanbul’da doğdum, İzmir’de yaşıyorum. Söyle bana ben NERELİYİM? Dedi. İşte bu, bana göre tokat gibi sorudan sonra, o soy ağacındaki detay aklıma geldi. Bu kuşaktakiler, Türkiye’nin her yerinde doğdular ve zorunlu olarak oralarda yaşıyorlar.12 yaşındaki kızım, baba, ben bu yaz köye gitmek istemiyorum, arkadaşımla onların yazlığına gideyim diyor. Büyük kızım ve ortancası hafta sonunda, köyde bir kahvaltı yapabilmek, sis dağında bir su içebilmek için onca sıkıntı ve masrafa katlanırken, küçük kızım arkadaşının yazlığında tatil yapmak istiyor. Peki biz 2-3 kuşak sonra Türkelli’de yaşayan insan bulabilecek miyiz? Ne yapmalıyız bu çocuklara kültürümüzü, geleneklerimizi, özümüzü anlatabilmek için.
Evet dostlar, tabi ki herkes doyduğu yerde yaşayacak. Oranın yaşantısına uyum sağlayacak. Yaşadığı yöreyi kentine götürmeyecek. Ama benliğinde, özünde geçmişini unutmayacak, tarihi ile, geçmişi ile bağlarını koparmayacak. Çünkü insanı insan yapan değerler, kültürüdür, tarihidir, yani özüdür.
Ben kızıma bu cevabı verdim!
Herkese sevgi ve saygılarımla…