Kadırga

Geldiğin, durduğun, zamansızlaştığın yerdir Kadırga…

Dağ seni çağırır bir gün.

Kalbinde uğultulu bir ses, uzakların mühürünü açar bir anda, rüzgar öyle bir eser ki içine, bir dağı sığdırır tam göğüs boşluğunun üzerine. Nereye gidersen git, artık o Dağ senin içindir. Ve ne zaman için Dağ ile dolsa, zaman durur bir anda. Derler ki bir ışığın içinde seyahat eder olsan eğer, ışık içindeki sen ne kadar zamansızsan ya da bir anlıksan, Dağdaki sende durursun orada, o anda. Ne Akrep ilerler sende ne de Yelkovan. Mekansızlık değildir bizim zamansızlığımız, bir adı vardır Kadırga diye. Ne kadar gidersek gidelim bir dağ durur göğüs boşluğumuzun üzerinde. İşte O Dağ ki, hepimizi bir seyyah gibi ağırlar Kadırga.

Geldin, durdun, zamansızlaştın, içinde huzuru buldun ve gitmen gerektiğinde, sevgiliye verilmiş bir mendil katlayıp sol cebinize özenle yerleştirdiğiniz yerdir Kadırga.